Wednesday, July 14, 2010

Ucundan azıcık

Merhaba arkadaşlar.Benim anlamadığım bir şey var; ameliyat öncesi ve sonrası insanların içinde beliren şaka yapma isteği.Ailenden, arkadaşına, doktorundan, hemşiresine herkeste takıntı haline gelmiş bir garipliktir bu.Benin elime şu an böyle bir ilginçlik yapma fırsatı gelmediği için, sizlere sadece başıma gelenleri anlatacağım.Geçse belki ben de yaparım ama şu an için bu konuda içimde olan isyanları yazıyorum.

İki ameliyat geçti başımdan.Bunlardan ilki lise sonun başındayken olduğum burun ameliyatıydı.Basketbol oynarken kırılan burnumun 3-4 farklı doktora gittikten sonra ameliyat edilmesine karar verildi.Benim de başıma ilginçlikler bu zamandan sonra gelmeye başladı.Neyse ameliyathaneye alındığımda, -bilmeyenler için çok soğuk bir yer- bir titreme geldi içime.Ameliyat masasına yattığım an ise isyanım cereyan etmeye başladı.Hemşireler ve diğer sağlık görevlileri pişkince yüzüme sırıtıp, " üşüyorsun ama merak etme ısınırsın", "korkma acımayacak", "sinek ısırmış kadar acır ehehe" diyerek taşak geçmeye başlamıştı bile.Ameliyattan sonra ise burunda tampon olduğundan, insanlar "her şeyi ağızdan alıyorsun di mi", "sadece ağzına veriyorlar yani hahaha" esprileriyle bu olaylarına devam etmişlerdi.Böyle diyenlere malesef cevap veremiyorsunuz, sadece küfür etmekle yetiniyorsunuz.Normal hayata döndükten sonra ise "vayt naber lan estetikli güzel" diye dalga geçiyorlar sürekli.Burun ameliyatı söz konusuysa estetik olmamışsanız bile size estetikli muamelesi yaparlar.Aynı şekilde estetik ameliyat olanların çoğu da yok benim nefes almamda problem vardı gibi yalanlar söyleyip, estetik olduklarını kabul etmezler.Bu konu hakkında yazımı ise daha sonra yayınlayacağım.Burun ameliyatının en uyuz şakası ise "bahayım la bahayım düzelmiş mi" diyerek insanın burnuna hayvanlar gibi müdahale edilmesidir.Bu konuda şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

İkinci ameliyatım ise lisenin bittiği yaz olduğum böbrek taşı ameliyatıydı.Ameliyat öncesinde tanıdıklarınız yine "taş mı yuttun lan", "inşaat mısın olum sen haha" gibi birbirinden gerizekalı espriler yaparlar.Ameliyat sırasında ve sonrasında ise sağlık görevlileri onları hiç aratmaz.Bıyıklı bir abi gelip, kişneyerek "sünnet mi" diyebilir.Evet üreter sistemi ameliyatlarında artık söylenmesi farz olan şeylerden biridir sünnet mi oluyorsun demek."Ucundan azıcık" ve "hanimiş bakayım erkek mi oluyormuş bizimki" sözleri de diğer evreleridir bu muhabbetlerin.Bu ameliyatlarda sonda denilen serçe parmağına yakın kalınlıkta bir zamazingo takıldığından dolayı belli bir süre ağrı yapar.Giydiğiniz şeyi kaldırarak gezersiniz.Etrafınızdakiler size yine sünnetli diyip, "sana da bir sünnet hediyesi alalım", "altın takalım altın eheh" falan derler takalımı vurgulayarak.Bunlar en azından benim başıma gelenler."Sünnetli naber len", "ufaklık nasıl lan", "seninki şimdi kalkmıyor mu" ya da "kalkınca acıyor mu lan" gibi bir sürü soru gelir insanlardan.Belki de çektiğiniz acılardan daha lanet ötesi sorulardır bunlar.

Toparlamak gerekirse, Türk milleti olduğumuzdan, hepimizin içinde böyle şakalar yapma isteği olmasını normal karşılıyorum.Belki benim de bir yakınım aynı durumda olsa, ben de ona "naber len çüksüz" der, onla dalga geçerim.Fakat her ne kadar normal karşılasam da bunlar yapılmaması gereken hareketlerdir.İnsanın canını sıkmaktan ve küfür yemekten başka bir şeye yol açmaz.Onun için diyeceklerim, eğer başınıza böyle bir durum gelirse böyle ibnelerden uzak durun.O ibnelere de şu an diyeceğim şey ise; "gelin lan göstereyim bakayım, kalkıyor muymuş" olur.

Sunday, July 11, 2010

Sıkıldık artık yeter

Merhaba arkadaşlar, ilk yazıyı yayınlamaya karar verdim.Muhtemelen hayatımda söyleyeceğim, yazacağım tek ciddi şey bu olacak.Bir süre düşündüm acaba ilk hangi yazıyı yayınlasam diye, sonrasında 4-5 ay önce gözlemlerim sonrası ettiğim isyan hakkında yazdığım, hepimizin başına gelen veya gelmesi muhtemel olan bu durumu yazayım dedim.Birçok insanın başına ilişkilerinde can sıkıcı durumlar gelmiştir.Bunların çoğunda da klişe olaylar çıkmıştır karşınıza.Benim başıma gelmedi, benim böyle şeylerle işim olmaz, ben delikanlı adamım, böyle kolpalıklarla işim olmaz diyebilirsiniz.Normal demeniz çünkü kolpalıktır bu, ibneliktir hatta, haklısınızdır.Benim de başıma gelmedi zaten, söyleyeceklerim arkadaşlarımın falan anlattıkları, aşka meşke inanacak kadar aklımı yemedim henüz.Bana bir getirisi olmayan, sadece anlık mutluluklar yaşatabilecek, eninde sonunda ayrılacağım insana neden bağlanayım değil mi?Şimdi duygusuz, sen aşktan ne anlarsın falan diyebilirsiniz, kendinizce haklı olabilirsiniz ama benim de bakış açım bu.Benim ne kendi gelişimime katkı sağlar, ne fikirlerimi geliştirir, ne de bana insanların ortak tek amacı olan 'para'yı getirir.Zengin sevgili bulan muhteşem insanları burada tenzih ederim ve sadece onlara saygı duyarım.Dediğim gibi, insana bir getirisi olmadığı gibi huzur, sağlık, sıhhat, herbir şeyi de götürür insandan.En önemlisi de insanların dürüstlüğünü alıp götürür insanın içinden.

Şimdi isyan edeceğim noktalara geleyim.En yakın dostlarımdan birinin başına geldi bu klişe durum, "sorun sende değil bende" olayı.Kaç yıllık birliktelikleri bu şekilde bitti arkadaşımızın.O an sen bilirsin dedim arkadaşıma, hiçbir şey diyemedim de diyebilirim, yapacak bir şey yoktu çünkü onun yanında olmak dışında."İleride senin üzülmemen için ayrılmamız gerek" denilen arkadaşım da oldu.Ona da diyecek bir şey yoktu, yine kıvırtarak bırakıp gitmişti pek sevgili sevgilisi."Biz evlencez olum, kaç yıl oldu la, seviyoruz birbirimizi" diyen arkadaşım da "sen daha iyilerine layıksın" sözüyle terkedildi.Yok ben seni istemiyorum diyen insan da duydum.Her ne kadar o an arkadaşıma gaz verip, evini basalım, babasını dövelim, köşede kıstıralım, amına koyalım onun gibi sözler de etsem aralarında hak verebileceğim tek kişi oydu. En azından dürüsttü, kıvırmadan söylemişti, ibnelik etse de gevşek değildi.Bir de "sorun sende değil bende" diyip o kişiye "ben sen yokken daha mutluydum" diyen insan çıktı karşıma.Denilen insan, bana benden yakın bir insandı, diyen insan ise belki ondan da yakındı bir zamanlar.Her şeyin atlatılacağı gibi bu da atlatıldı ama geri dönüşü olmayan bir yola sürükledi o iki insanı,yalandı çünkü ve de tüm yalanların sonucunun her şeyi bok etmesi gibi o söz de aralarındaki her şeyi bok etti.Bu da bir uydurmaydı, hem de hepsinden daha büyük bir uydurma.Diğerlerinde olduğu gibi dürüstlüğü alıp götürüverdi insanın içinden.

Neyse olayın daha fazla bokunu çıkartmaya lüzum yok arkadaşlar.Söylemek istediğimi az çok anladınız.Benim söylemek istediklerim belki de çoğumuzun söylemek istedikleri.Sıkıldık artık böyle saçma sapan nedenlerden.Neden dolandırıyorsunuz olanları, neden sikko sikko bahanelerle karşılarına çıkıyorsunuz insanların, dürüst olmak bu kadar zor bir şey mi?Değil..İyi de olsan kötü de olsan dürüst ol gel canımı ye be kardeşim.Kararlı ol, kıvırmadan git yüzüne söyle.Aksi taktirde sana söyleyeceğim tek söz kalıyor.Yalanını sikeyim senin.