Saturday, May 28, 2011

Dj akman feat son nefes



Pileylistimde dj akman ft crazy ossie $ mc serkan - dönme bana çaldığından meraksadım. last fm'e bakayım da ne yazmışlar acaba bunlar için dedim. pek bir şey yoktu ben de benzer sanatçılardan Dj akmana tıkıladım hemen ve ahaöaehaehöaehaö diye ayılar gibi gülmeme yol açtı yine. Dj akmanın etiketlerinde 'ezan cover' yazısını görmemdi bu çoşumsallığı bu müthüşlenmeyi yaşatan.

8-10 sene önceki internet cafe ortamlarının vazgeçilmeziydi dj akman. Seninle ilk defa ölüyorum sana şarkısıyla mütüş bir çıkış yapmıştı. bir zaman sonra hakkında ezana cover yaptığı için kafasının kesildiğine dair haberler çıkmıştı. bunu görmem de bayağı güldürdü beni. Eğer bu muhabbete yabancı değilseniz siz de ayı gibi gülersiniz. Yabancıysanız zaten hiç sikimde değilsiniz.

HIYARLIK

Erkeklerle kadınlar aynı cinse(insan cinsi) has bi durum olsa da benim düşündüğüm kadar aynı değillermiş lan. Güzel bir başlangıç yapamadım görüldüğü gibi ilk cümle çok saçma oldu ama sebebini açıklayınca "hıhı sen de haklısın" "evet evet katılıyorum sana" falan diyiceksiniz.

Yine tırt geçen bir günde sikko bir haber aldım. Gönül bekliyor Beşiktaş yine süper topçular alsın, taraftarını hoş etsin bende arkadaşlarıma mesajlar atayım "forlan götünüzden kan alacak ibneler" "quaresma hepinizi SİKECEK!!!" falan diye ama olmuyor. maalesef üstelik benim gibi bi adamdan ders notu istenip, bu sayede finallerin p.tesi(2 gün sonra) başlayacağının haberini almam sağlanıyor.

Gelelim bayanlık adamlık konusuna. Öncelikle adamlardan(mümin kajan, fatih mehmet şahin falan) hiç hoşnut değilim sürekli bazı şeylerimin altına benzer yorumlar yazıyorlar, maç muhabbeti yapıyorlar yani kısmetimi kapıyorlar. Bayanlık daha iyi hem bayan olunca karı dırdırıyla da işin olmuyor, evet evet yaşasın bayanlık.(selam feminist ve feminist olmayan tüm bayanlar bu bir çağrıdır)

Bayanlıkla adamlığın farkına varmam yine güç olmadı. Sınavlar için not ihtiyacım olduğundan mütevellit okulun böyle forum tarzı bişeysine "arkadaşlar hevere dersinin notunu arıyorum, yardımcu olabilir misiniz" gibi müthiş kibarlıkta bir yazı yazdım. Farklılık tam bu anda kendisini gösterdi. Aynı betmen gibiydi farkındalık. Onca saat geçmeme rağmen bi allahın kulu da ben de var kardeş diyip yorum yazmadı. üye adım yarro gibi bişeydi çünkü ben olsam benim de şeyimde(sikimde) olmazdı.

Fakat ben oraya "selam arkadaşlar ben pelin =)) bana x notu lazım yardım ederseniz sevinirim canımsslar" veya "burası kastı emesene geçelim melis_192@hırtlık.com" gibi şeyler yazsaydım adamlar fena halde msn ime üşüşürdü bende not var bende var gibi şeylerle. hatta msn im btün okula yayılırdı.(ben böyle bi durumda yayardım) İşte adam olmak ile bayan olmak arasındaki farkı bir kez daha anladım. ah kötü adamlar vah alçak adamlar kurtulamadım sizden. Nne varsa bayanlarda var hep iyiler onlar. canlarımss.

Friday, May 27, 2011

değdi mi lan onca gudikliğe?

vakti zamanında yaşamış klasik müzik sanatçıların türlü türlü şekillere girmiş olmalarına inanamıyorum. sırf böyle 2 3 fazla kız kaldırayım, facebookta fotoğraflarımın altına "özledim vivaldi'Mmm bi gün görüşelim :))" "ben çektim mozart eheheh" yazılsın triplerindeler hep. hep bi antinlik bi kuntinlik, hepsinde bi acayipleşme çabaları. o dönemde yaşasaydım hepsini toplar, bakın arkadaşlar gitarla, kemanla foto çektirme dönemleri geçti yapmayın etmeyin diye tembihlerdim. nedir sizin derdiniz lan?



başta Vivaldi'yi çeker bi kenara konuşurdum. vivaldi derdim nedir oğlum senin derdin. lise1 de arkadaşının gitarıyla fotoğraf çektiren çocuklar gibisin, saçını da Çılgın Bediş'teki Banu gibi yapmışsın sorunun ne amına koyim derdim. niye böylesin niye bu kadar hıyarsın vivaldi. kırdın kalbimi vivaldi, ezdin yüreğimi vivaldi.



Kahveden çıkarken Bach'ın yanına giderdim. Bana bak Bah derdim, kaç yaşına geldin amınakoyim hala saçlarını Sevimli Kahramanlar çizgi filmlerindeki yargıçlar gibi yapıyorsun, bütün gün kahvede 66 oynuyorsun. Sonra da vay efendim ben nota bilen adamım, ben klasik müzikle uğraşıyorum kızlar o zaman bana versin diye bana isyan ediyorsun. Yolun yol değil Bach, dön bu hıyarlıktan artık derdim.



Diğerlerini bu kadar düşünmüşken, hepsine "oğlum tamam çalın çalmayın demiyorum ama altın bilezik olarak bi de meslek edinin kendinize ne bilim elektronikçiye çırak olun, marmara süt ve süt ürünlerinde işe girin" diye tavsiyelerde bulunurken Handel'e hiç hiç hiç bi sikim tavsiyede bulunmazdım. Saçlarını öyle uzatıp tavuk götü gibi yapan adamı kusura bakmayın ama muhatap almam dostlar. Hatta kız olsam 100 tane şeyim(hmpps hmmps) olsa birini vermezdim sana Handel. Onun için şimdi siktir git karşımdan.



O kadar adama çıkışmışken Mozart'ı da uyarmamam yakışık almazdı. Onca yıl uğraştın kendini halden hale türlü ibişliklere soktun da değdi mi Mozart? Nuripaşa İlkokulunun tenefüs zilini yapmış olmana değdi mi bunca çile amına koyim he değdi mi Mozart? zaten ismin de taşşak konusu oldu mahallede yıllarca herkes birbirine mozart oldun mu gibi çok sikko laflar etti. Berkecan olsaydı ismin anca bu kadar tırt olurdun mozart. Olgun görüneyim belki teen avlarım havalarında saçını griye boyatman da hiç doğru bişey değil. Seni de sevmiyorum.



o kadar hıyarağası adamın yanında nasıl senin gibi bir delikanlı çıkmış çok şaşkınım Bethofın. aslında o kadar da şaşkın değilim sebebini az da olsa tahmin edebiliyorum çünkü çok şık bir isme sahibsin. Her ne kadar günümüzde ismin bir çok köpeğe verilmiş olsa insanlar Bethofın gaah oğlum urruuuuy kıs kıs kıss falan ddemiş olsa da çok kral adamsın Beethoven. elinde ilkokul 2 müzik defterini alıp ekmek peşinde koşman da takdir edilesi. defterin içindeki iddaa bültenini saklaman da senin ne mükemmel bi avcı olduğunu gözler önüne seriyor. Büyüksün beethoven adamın hasısın.

Thursday, May 26, 2011

çileli bir hayatım olurdu



Hayat ne kötü olurdu lan değil mi bu fotoğrafta gözüktüğüm gibi bilek metal düşkünü biri olsam, lusifere et lazım aga bakire kurban edelim falan desem?(ki bu bakire kurban etmek dünyanın en sik düşüncesi) Kafamın üzerinde yazdığı toplum düşmanı yazısından kelli insanlar bu adam hıyarağasının teki, yararsız hayvanatın teki diye düşünse neden öyle düşünüyorsunuz ki aslında sizin düşündüğünüz gibi değil tam olanlar diyemem. hiçbir laf edemem. Sadece arkalarından ana bacı küfürler ederim.

Lord Barzomath gibi bir nikim olurdu, kantırda nikimi kill666 falan yapıp çevremin yaşama sevincini ellerinden alırdım.(gerçi pek de siklerinde olmazdı ama yazdık bi kere şimdi yazdığımı silecek deyilim, çok da fifi yani demeye lüzum yok) neyseki aklı başında, yaptığı en mega çılgınlık ayaklarıyla dişlerini fırçalama çabasına giren biriyim böyle işlerle işim yok. unutmadan diyeyim Norveçte kızlar teklif ediyormuş ama yine de bu illlete bulaşmayın.

Tuesday, May 24, 2011

çılgınlıklar enteresanlıklar

Ulan diyorum nasıl bir insan bu kadar müthiş eğleniyorken bir o kadar da sikko bir ruh hali içinde bulunur. Sonra gidiyorum probis falan yiyorum, su içiyorum, kafamla tavana deymeye çalışıyorum geçsin diye. Geçmiyor lan.

Bugün bir farklılık olsun diye denişik şeyler yapalım dedik. Çünkü çok çılgınız. Değiliz lan çılgın zaten okulumun festivalinde Duman dinlemek ne denli çılgın olabilir. Gerçi konserde birbirinden dehşet figürler sergileyen, aldığı yüksek alkolden dolayı(kutu efesin yarısı) kendinden geçen, şarkıları bilmemesine rağmen elinle metalci işareti yapıp(evet duman çok pek metal) kafasını hızla sallayan çılgınlar bolca mevcudtu. Çılgın Sedat abimizden hiçbir farkları yoktu.



Evet konserimiz pek çılgıncaydı. Hapçı solistle birlikte adeta seyirciler de birer haplıya, birer çılgına, birer tuhafa dönüşmüştü. Burada biraz düşünüp acaba ben de Çarizarta dönüşür müyüm diye bekledim ama bi sik olmadı maalesef. Yalancı baharın yalan çiçeğiymişsin Çarizart, kırık kalpler durağıymışsın Çarizart, ah Çarizart, vah Çarizart. ipne Çarizart.

Konsere gitmemin tek sebebi vardı zaten. Kızlardı tabiki sebepler. Çok fazla "aramasın gözler o şimdi asker 87/4 Kral Tertib" tadında oldu ama öyle şimdi. Aksine ne kadar yaramaz, hıyar adam var onları gördüm yine. Ya ne olacağıdı, Ruz turiztler mi göreceğidim? Tabisi mühendis adamlar çıkacaktı karşıma.

Konsere beraber teşrif ettiğim mütüş kalender insan Ercan ile yine birbirinden saçma şeylere ayı gibi gülüyorduk. Aynı zamanda bayanların yoğun ilgisinden şikayetçiydik. Çünkü ilgiden öte sapkınlıktı bayanların bize yaptıkları. Tacizlere maruz kaldık, sportif vücudlarımız ellendi. Neyse dediğim gibi nasıl böyle içli hisliyken aynı zamanda ayı gibi mutlu oluyorum bilmiyorum lan. Artık ileri boyutlarda hissettiğimiz tacizlerden dolayı Ercan'ın söylediği "sikmeseler bari" sözüne hayvanlar gibi gülmem bunu kanıtlıyordu. Nerden baksan 2 3 aydır bir şeye bu kadar ayı gibi gülmüyordum. Resmen random güldüm.

Konser bitiminde yine bazı şeyler bekledim. ama hüsranla sonuçlandı dediğim gibi bu gözler sadece nerede kürek adam varsa onu görüyor. siz de hikayeymişsiniz ibnetor gözler. Şaşırmadım zaten ben de. Sonra da memleketimiz Zeytinburnu'na adım attık. Otobüs minibüs olmadığından metrodan ayı gibi eve yürüdük. Çılgın bir maceranın da sonuna geldik. Yazıyı da bu aralar çok fazla kullandığım net bir sözle bitiriyorum. "Seni sevdiğim kadar parayı sevseydim milyarder, Allahı sevseydim peygamber olmuştum"

Sunday, May 22, 2011

bana bi yardım edin lan

Deminden beri uzun uzun düşünüyorum. ferşbab diye bi kelime vardı lan diyorum ama tam çıkaramıyorum. Ferşbab kelimesi bi hikayede mi geçiyordu, hikaye çok çılgın olayların yaşandığı bi hikaye miydi, yoksa hikayede gözlerinden lazer sıkan adamlar mı vardı, acaba bu adamlardan birinin adı Cumali Ferşbab mıydı diye düşünmekten aklım çıktı. çok pis salladığımı düşünmemeniz için Cumali Ferşbab diye birinin kesin olduğuna dair iddalarda bulunmuyorum.

ama vardı lan ferşbab diye bi kelime diyip gogulda arayınca da bi şey çıkmadı ferdibaba.com lu bişeyler çıktı ama aradığım o deyildi benim dediğim gibisi vardı. Bilen varsa ferşbabın ne olduğunu bi şekilde bana ulaştırsın. Artık meğil atabilir, feysbuktan ekleyebilir(remziler hasanlar biliyorsa da lütfen eklemesin) bi şekilde ulaştırın işte.

Böyle düz şeylere takılmaktan beynimi çıldırıyorum. Sabah kalkıp menemen yiyip çay içen, havadurumunu görünce "anasını skiyim bi yaz gelemedi" diyen adamım yani öyle pek çılgın değilim(emre aydın dinlemiyorum evet emre aydın dinlemek çok çılgınsal çok rak) pek coşumsal hareketlerim yok. Toplu taşıma araçları(otobüs, metrobüs, diğer denişik şeyler) dışında gayet mahalle bakkalı karakterinde bi adamım. Akıllarda gayet coşkun sucuğun katkılarıyla giydiğim mavi pelerinimle kasalara oturup 250 ml fanta içen adamım. alttaki adamın daha yerel şekli mavi kostümlüsü.



Ama iş metroya gelince metrobüse gelince otobuza gelince deyişiyor. Bakkallıktan adeta bir canavara, adeta apartman yöneticiliği yapan emekli itfaiyeciye(Çarli'deki Ateş bey) dönüşüyorum. O an bu nuryüzümün, bu melek yüzümün ve duygularımın nasıl çirkinleştiğini ben bile hayal edemiyorum. Emin olun koluma çarpıp dökülen eşyalarımı hiç sklemeden yoluna devam eden adama "amına koydumun hayvan çocuğu" diye bağırmamı duymak istemezdiniz. duymayın zaten, beni böyle tanıyın istemem, beni şiirlerimle güleryüzümle bilin.

Beni çok kötüleştiriyor bu arabalar(metrobüste olsa gemi de metro da olsa bi araba sonuçta). Hayatımda ilk kez küfür ettiğime pişman olmama yol açıp beni üzdüler lan daha ne olabilir ki. metrobüse binerken ayakkabıma basıp çıkaran adama "yuh amınakoyim ya" dediğimde kardeş kusura bakma, arkadan itiyorlar istemsiz bastım sözlerini duymaktansa orada bi temiz dayak yemeyi tercih ederdim.(etmezdim) Üstüne üstlük abi asıl sen kusura bakma haklıydım ama küfür etmemem gerekiyordu, haklıydım ama küfür edince haksız duruma düştüm gibi sizin de takdir edebileceğiniz üzere sik gibi bir cümle kurmam da kendimi daha da kötü hissetmeme yol açtı.

Ama geçti şimdi o adam da pek sikimde değil, hatta amına koyim o adamın.(evet ayıyım) bugünkü adama da bişey demiyorum, umarım boattrip gibi bi gemiye biner de huu huuu.(sonu yine yarak gibi oldu ama idare edin baş başss)

Wednesday, May 18, 2011

Acayip Paragöz Onlar Haa

Eskilerden Tuğçe Çakırca yiğenime ithafen yazdığım bir şiğirim


‎---Acayip Paragöz Onlar Haa---

Tarık Mengüç gibi kepçe kulakların olsa bile
Uzun süredir aralık yapsan da seviyorum seni küçük kardeşim
Ğeaark füpuuf diye tüküren tanıdıkların olsa da
Çakı gibi bir abin olmasıyla bütün dengeleri kendi lehine çeviriyorsun
Evlen de düğününde halay çekelim küçük kardeşim

Çakır öldü Kurtlar vadisi biter dediler zamanında
Ama ben inanmadım çünkü Memati'nin diziye gireceğini tahmin etmiştim
Kurtlar vadisi izlemesen de seviyorum seni küçük kardeşim
Ihlara vadisine düzenlemek istediğim geziye katılmasan da
Ravenelli'nin beyaz saçları gibi temiz bir kalbin olduğunu biliyorum
Cidden bir evcil timsahım olsa adını Tuğçe koyardım
Arada açgözlülük yapsan da seviyorum seni küçük kardeşim

Sunday, May 15, 2011

yarak gibi yaşamak

Gün geçmiyor ki hayatımızda sikkoluklar olmasın bomboş olaylar yaşamayalım. bunların en megası ne diye sorsalar bana günü yarak gibi geçirmek derim. yani yar....rak(burada r lerin çokluğunu belirtmek için çok nokta koydum küfürü sansürledim sanılmasın çokşükür her yerde küfür eden bi adamım) gibi yaşamak.

Babamların Silivri'ye kuzenimin nişanına gitmesinden, abimin ve kuzenimin de gelmeyeceğinden dolayı geceyi yine tek başıma geçirecektim. ya ne olacağıdı? 1 saat yüuz dolear cümleleri duyacak ya da çılgın partilere katılıp alkoller eşliğinde eğlenecek halim yoktu heral. Boşlukta sallandığımdan dolayı bütün günümü football manager oynayarak, ntvspor'da EFEYKAP finali izleyerek geçirecektim tabiki de.

Aslında varmış lan sonra farkettim, arkadaşımın ben yokken msnden gönderdiği "hadi dışarı çıkalım" "cevap versene lan" gibi yazılarından evde sik gibi oturmayabilirmişim. ama iyi ki sonradan görmüşüm yazdıklarını "sen orada fm oyna elalem götürsün karıkızı" gibi sözlerini bu sayede geç gördüm. Dedikleri benim duygusal, hisli, beyfendi ve birnumara kişiliğime yakışmayan şeylerdi. 4 yıldır "bu yaz rus arkadaşlar geliyor" diyen insanın sözlerini bazen geç gördüğüme sevinmiyor deyilim. Burayı okusa lan keşke ohohohooohoyo diye güleyim ben de (edebiyatın da kralını yaptımAAA az yukarda)



Bütün gün football manager oynayıp, ntvsıpor izlemek dışında bir şey yapmayan birinin yaşamı da anca "yarak gibi yaşamak" sözleriyle anlatılır. Marketten aldığım çifte kavrulmuş Tadım leblebinin paketini açınca kuruyemiş leblebisi olduğunu görmem de akşamıma daha bi hayalkırıklığı kattı. Fışfışlı paketlerde aldığım şeylerin çılgın bayanlar tarafından sunulmasını isteyen biri olarak bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Leblebi tam anlamıyla ebemi skti, leblebi mi yiyorum yoksa tiner mi çekiyorum anlayamadım. bütün elimi(bütün el ne lan) simsiyah yaptı leblebi. Orospu leblebi tişörtümü boyadı. ah leblebi vah leblebi.

Sabaha kadar Cengiz Kurtoğlu dinleyip, duygulu gibi bazı insanların (yine bi gizem yaratıyorum) facebook profillerine baktım nisan 2008den bugüne kadar ne yazmıştır ki lan acaba dedim. Tamam yaptığım çok saçmaydı ama bazı şeylerin gece gece baaharaahahararahah kahkaha atmama yol açması da çok şıktı. Tavernacılar kralı Cengiz Babayı dinlemeye devam ettim.

Gerçi düşünüyorum da evde kalmayıp ilkel gibi nişana gitseydim akrabalar tarafından ağır kitlenirdim. "kaçıncı sınıfta okuyosun" "bitirince ne iş yapıcan" gibi sorularla müthiş bir şekilde kafam skilebilirdi. İçtiğim bedava limonatalar, yediğim beleş pastalar beynimin acımasını çok da fazla dindiremezdi. iyi ki evde kalmışım da sikko bi gün yaşamışım lan. Saat 5.46 olmuş amınakoyim yatayım artık. umarım daha dolu günler yaşarım.(sanmam) AYS AYS BEYBİ

Wednesday, May 04, 2011

uzaysız astronot

Artık daha mesudum. Yağmurlu havalarda yağmur tandanslı (voohoo tandaaans dediim) şarkılar paylaşan arkadaşım kalmadı. Maalesef sizin gibi benim de arkadaşlarım bol bol yağmurlu şarkı (here comes the rain againin de tut, yağmuru vardı, rainy dayi vardı) paylaşırdı. Çokşükür hepsi yok oldu da (ya da yeter lan diyip sildim pezevenkleri) bu dertten kurtuldum.

Küçükkene (11-14 yaşları arası) balık beslemiş biriyim. Bir sürü balığım vardı. Eminönüne gidip mısır çarşısından balık alırdım yavrulardı bunlar, yavruları falan büyürdü severdim onları. Ne kadar iyiymişim değil mi küçükken de hayvansevermişim. Astronot isimli balıklar dikkatimi çekerdi hep ama hiç beslememiştim. Beslemem de zaten bi sempatikliği yok hırçın gibi hayvanlar.




Astronotların neden bu kadar sinirli olduğuna durduk yere kafayı taktım. Sebebini bulmam kolay olmadı.(oldu) Hayvan zaten her an "ananı sikerim arkadaşım ne bakıyon lan" tipli bakışlı bir hayvan sen de gidip hayvana astronot demişin. Ne bi uzayı var ne bi gezegeni var ortamda, bütün ömrü suda geçiyor çekilecek dert değil amına koyim. böyle hayvanın et yemesine de asla şaşırmam. Sen ona astronot dersen et de yer ananı da sker yani afedersin.

Değişsin astronotların ismi, mesela Lütfü olsun. evet Lütfü bu balık türü için çok uygun bir isim. Lütfen astronotlara bundan sonra Lütfü diyelim dedirtelim. Yomu yokuna sinirlendirmeyelim hayvanatını bitkisini.