Monday, June 20, 2011

bir alkış da tıb sektörüne

Öncelikle tıb mı tıp mı karar veremediğim için bi süre düşündüm. Sonra düşünmeyi bırakıp tıb yazayım dedim. iyi de oldu.



İlaç kutuların içindeki üzerinde "hap değildir yutmayınız" yazılı nesneden dolayı tebrik etmek istedim tıb(ya da tıp) sektörünü. Tıb sektörü diyip açık bir kapı bıraktım çünkü bu üstün fikir ilk olarak hangi mesleğe mensup bir insan tarafından ortaya atılmış bilmiyorum. Başlıkta bir alkış da eczacılara veya bir alkış da röntgencilere falan yazsam diğerlerine haksızlık etmiş olurdum. zaten röntgencilere yazmam da epey tepki alırdı.

Hap içen bir insanım fakat çok şükür hapçı değilim, vücudumda bazı hastalıklar, bazı komplikasyonlar meydana geldiğinden ötürü ilaç alıyorum.(Babam böyle bir cümle kurduğumu görse benle iftihar ederdi.) Konumuza dönmek gerekirse, ben ilaç içeceğim zaman bazı şaşkınlıklara, bazı unutkanlıklara düşüp hap yerine yanlışlıkla hapın tahmini 23 kat büyüklüğündeki nesneyi yutsam halim nice olurdu.

kim bilir belki nesne boğazıma takılırdı da ben nefes alamazdım, ailem beni hastaneye yetiştirmeye çalışmadan önce tuzlu ayran içsin tuzlu ayran hem bu sayede tansiyonu da düşer şeklinde kararlar alırdı. hastanede geçirdiğim vakitler yüzünden football managerde Beşiktaş'la Uefa Kupası maçlarına çıkamaz ve kupada hükmen mağlubiyetler alırdım. Kimbilir benim evin önündeki sokak hayvanlarının kaplarını doldurduğum su bitiverirdi de hayvancağızlar kendi aralarında "şimdi buz gibi bi su olsa ne giderdi lan arap" diye iç geçirirlerdi.



iyi ki varsınız tıb sektörü canlarıms. ben eğer bugün evimde rahat rahat geğirebiliyorsam, kaçan gol sonrası "amına koyim senin benzema kere" diyebiliyorsam bundaki katkınız yadsınamaz. bravo size.

Son olarak da babalar günümü kutlayan herkese teşekkür ediyorum. Yakşamlar.

Saturday, June 18, 2011

Geyik almayalım baba

Babamın eve ren geyiği almasına
Göz yumamam asla
Koyulacak bir yeri de yok zaten
Önce bu fikre olumlu baksam da
Geyiği buzdolabına bağlamanın
İyi bir fikir olmadığı ortadaydı
Üstelik geyiktir bu
Ne yapacağı belli olmaz
Gecenin bir köründe buzdolabını açıp
Bisküvilerimi çikolatalarımı yer
Çilek reçelimin dibini sıyırır
Güvenemem geyiklere hele ki renliyse
Fransa ligi orta sıralarında
Puan mücadelesi veren bir geyiğin
İşi yok evimizde baba
Rızkımızı geyiğe yatırmayalım
Bütün gün lahana yesin ıspanak yesin
Ama iş bize gelince yamuk yapsın
Süt vermesin yün vermesin
Zaten yününe ihtiyacım yok geyiğin
Sütüne hiç ihtiyacım yok baba
Gerekirse çift kat giyinirim de
Geyik postuna tenezzül etmem.
Mahalledeki Süleyman gibi
Yollarda uyurum karlarda donarım da
Belediye son anda kurtarır beni.
Evimize geyik almayalım ona göre baba
O parayla Beyaz Adam'a gider
Kırtasiye malzemesi alırız
Belki toptan alınca indirim de yaparlar
Fiş almayıp her şeyin üstesinden geliriz
Hem geyiğe hiç ihtiyacımız yok ki
Evde abimi besliyorken
Bir de geyiğe masraf yapmayayalım baba
Tu kıs kıs desek cevap veremez asla
Konu komşuyu eve sokmaz
Football manager oynarken ben
Kesin tuhaf tuhaf sesler çıkarır
Konsantremi bozar, hedefimi şaşırtır
Duran topları iyi değerlendiremeyiz
Kanat akınlarında etkili olamayız.
Daha hayırlı işler yaparız
O parayla dar gelirlilere yardım ederiz.
Gerçi ben etmem ama
Sen istersen edebilirsin.
Ben de geyik parasıyla giderim
Atari salonunda tekkeni bitiririm.
Flüt alalım, düdük alalım ama geyik asla
Olmuyor geyikle yapamıyorum
Dost meclisinde yamuk yapıyor baba
Olmuyor baba, olmuyor bana...

Monday, June 06, 2011

hadi bebeğim göster hünerini

Hotmaile kırgınım. Uzak ara en tırt mailleri seçip bana atıyorlar. Mail gelmiş maillerime bi bakayım, düzenli adam olayım sonra da odamı toplayıp çiçeklerimi sularım diyorum. Mailimi açtığımda ise genelde bütün iyi düşüncelerim gidiveriyor. %63 indirimli selülit kremi, adult sitelerin reklamları, markoponi gibi şeylere davet mailleri, %50 indirimli 5 gün Karadeniz turu falan. Artık hotmail beni nasıl bir insan olarak hayal etmişse adamlar benim için "bu adam hıyarın tekine benziyor kesin arkadaşlarına bi ara da Karadeniz turu yapalım yea falan diyordur biz buna Karadeniz turunu kitleriz" diye düşünüyorlardı. hotmailin gözünde adeta bir aşırı gereksizim.

Otobüste yolculuk ederken sadece tırt maillerimi düşünmüyorum. arada bir devlet meselelerine de kafa yoruyorum. Küçüklüğünü atari salonlarında geçiren bir insan olarak daha önceden dünyayı çok kere mahlukatlardan, yaratıklardan, canavarlardan korumuş kollamıştım. boş adam değildim yani. Otobüzde Hwoarang'ın tekmeleri mi daha iyi Jin'in mi, Paul horaa çekerken(horaa çekmek: Paul'ün ateşli yumrukla adamın enerjisinin çok büyük kısmını alması) hiç zorlanmıyor muydu, dhalsım'ın kolları nasıl öyle uzuyordu gibi şeyler düşünüyordum.

öyle düşünürken aklıma o sırada ilkokulda çok revaçta olan bir espri geldi. espri şöyle gerçekleşmekteydi:

x : Laa oğlum street faytırda o elleri kolları uzayan adamın neydi la?
y(artık ortamdaki ilk sazan kimse) : dalsım
x : yarraam boğazında kalsın heheüvehevü

gördüğünüz gibi tam bir nuripaşa ilköğretimokulu 3/A sınıfı esprisi. hala bu espriyi yapanlar var mı merak etmekteyim. (aslında gram sikimde değil ama yine bi belirsizlik acayiplik izlenimi vereyim dedim bakalım hayırlısı)

Sonra yine ilkokulda yapılan espriler aklıma geldi. Trabzonlu Hami'den dolayı HAMİleyim esprileri, cansın'ın(samuel cansın) belli uzuvları hakkında komiklikler, ayda 2.5 milyar verseler kolsuzlara otuzbir çeker misin lan gibi sorular geldi. Bunlara güldüm ama tadında bıraktım. Sonuçta yaşımız 12'den büyük artık.(kolsuz olayına bi beş dakka güldüm yine)

Hayale dalmayı bi kenara bırakıp yoldan geçen bayana bakıyorken otobüsle bayan zıt yönlere gittiği için kafam da kendiliğinden 180 derece dönüyordu. o an hayatımda yaşayabileceğim en güzel enstantanelerden birini yaşadım. Aynı bayana baktığım adamla göz göze gelmiştik ve adam bana bakıp sırıtmaktaydı. Adam bakışlarıyla bana "sen de az şerefsiz değilsin paketin hasından anlıyorsun ibnetor" der gibiydi.

Bu olaydan dolayı içimi büyük bir coşku kaplamıştı. Bu coşkuyla gidip şoföre "çabuk şu öndeki karayolunu takip et" diyeyim, bayan yolculara "hadi bebeğim göster hünerini" diyeyim de kalkıp çılgınca danslar sergileyelim istedim fakat otobüste meydan dayağı yeme ihtimalim kuvvetli olduğundan bu fikrimden vazgeçtim. Önümde oturan sırtında 'sikko bir peri' dövmesi olan kızın kıllı sırtını da görmek istemediğim için, yanımdaki kadının kucağındaki çocuğun gözüne telefon camından güneş ışını yaymaya başladım. Çocuğun hoşuna gitmediğinden bunu zevkle sürdürmeye devam ettim. Otobüsten inerken de çocuğa NAAH yaptım. Tipini sikim çocuk, muhtemelen ileride tinerci olursun zaten.

Eve yürürken de Kompela'nın sunduğu penaltı atmalı program geldi aklıma ama Kompela'yı düşünmemem gerektiğine kanaat getirince unuttum programı. Eve gelince de tabiki Arka Sokaklar izledim. Rıza Baba ve adamları yine gerekeni yaptı. Alttaki fotoğrafla da yazımı bitiriyorum. Evet bunu koymasaydım ölürdüm.

Wednesday, June 01, 2011

pişmanlık

Rüya görmek ya da görmemek işte bütün mesele bu diyip özlü bir giriş yapayım, her zamanki hıyar girişlerimi bir kenara koyup. Zaten stada giriş ve mühendisliğe giriş gibi erkek ortamlarının birinci şartları sayesinde bloga giriş konusunda da artık yeteri kadar tecrübelendim ustalaştım. Bloga giriş konusunda adeta bir Splinter usta konumuna geldim.



Rüya konusunda çoğu zaman yeteneksiz biri oldum. Ortaokul ve lise yıllarımda arkadaşlarım genellikle "bu gece rüyamda bunu yaladım" "geçen gece rüyamda şu kıza iki gittim" gibi ergenliğin gerektirdiği rüyaları görüp heyecanla bana anlattıkları rüyalarına sevinirken, benim rüyalardaki sevinçlerim genelde 'mustafa sandal konserine gitmek' veya 'halı sahada takımımın galibiyet golünü atmak'tan ibaretti. şimdi düşünüyorum da benim durumum daha iyiymiş lan, öyle bi insan olsam, onca azgınlıkların üstüne gidip de makine mühendisliği, inşaat mühendisliği seçerdim kesin. iyi ki öyle biri değildim.

Her zaman başarısız oldum rüyalar söz konusu olduğunda. Böyle alengirli cümleler kurunca kimi bünyelerde kıpırtılara yol açmıyor da değilim hani. Böbrek taşı ameliyatı olduğumdan ötürü bir zamanlar sürekli skime zarar verecek ameliyatlar olduğumu, prostat ameliyatı falan olduğumu görüyordum ki bunlar da çok tırttı. Çocukluğumdan günümüze kadar olan zamana göre bana bir vasıf verilse, bu vasıf kesinlikle 'çok aşırı sikko rüyalar görme uzmanı' olurdu ki bu vasıf da çok dıravdan bi vasıftı. adeta yarak gibiydi.

Son zamanlarda ise artık master seviyesine ulaştım. Rüyalarım artık günden düne saçmalaşıyor, İsmail Türüt gibi terlemeye hazırlandığımız bir mevsime bu derece sikko rüyalarla girmek beni daha da telaşlandırıyordu. (Aslında hiç sikimde değil ama böyle gizemli bi izlenim yaratıyım dedim bakalım bişey çıkıcak mı)

Arka Sıradakiler dizisinin sezon finalinde oynadığımı gördüm. Dizideki kızlara bakmak için arada sırada baktığım dizide oynamak bana hiç ilginç gelmedi. öyle işe yarar bi rüya da değildi zaten, rüyam bile adam doluydu amına koyim. Diziden iki tane eleman kötü adamlardan kaçıyor da ben de bi delikten kurnaz gibi onları izliyorum yani sizin de takdir edebileceğiniz gibi tamamen Zeytinburnusporlular tribünü ortamı.

Tam hatırlamamakla birlikte muhtemelen bank asya 1.lig veya süper ligin düşmemeye oynayan takımlarından birinin amigosu tarafından galeyana getiriliyordum. Normal hayatta pislikle, hıyarlıkla alakasız biri olsam da sokak hayvanlarına su ve yiyecek verip, kafamı otobüs camına dayayıp yeteri kadar hislenen biri olsam da rüyamda eşşoğleşşeğin birine dönüşmüştüm. O adamdan aldığım silahla birini vurmuşum da " silahı uzak bi yere at da kimse bulamasın" diye tembihleyen tribün lideri, sonra da silahın yerini yetkililere söylemiş. düpedüz tam bir orrrospu çocuğu işte. Sonrasını hatırlamıyorum ama ananı sikiyim senin her kimsen.

Böyle rüyalar görmekten ben de hiç hoşnut değilim. İstediğim çok fazla bişey de değil lan aslında. Abim gibi "ananızın amına koyarım" diye bağıracağım rüyalar görsem kafi bana. bizon görmekten, dövüş turnuvasına katılmaktan, Beşiktaş'ın uefa kupası finalinde oyuna girip gol atan yıldızı olmaktan bıktım amına koyim artık. rüya gördüğüme hatta uyuduğuma pişman oluyorum bazen(olmuyorum). uyumayı bırakıp geceleri ntvspor arjantin ligi özetleri izleyeceğim günler yakındır.(değildir) Yetti artık.