Wednesday, August 17, 2011

Borç altına girmek

Gün geçmiyor ki ani çıkışlar yapmayalım, gaza gelip maksadını aşan demeçler verip pişman olmayalım. ben de çok hıyarlık yapıyorum yaptığım bu çıkışların hepsinde de sikerim ya diyip vazcayıyorum. zaten bir insan yeter lan artık mahallenin muhtarları izlemeyi bırakıyorum diyip, bu kararı ne kadar süre uygulayabilir ki? en fazla 1 gün, bilemedin 2 gün.

Denyoluğun üst sınırlarında olduğum zamanlar ben de kimi konularda abartı kararlar almış biriyim. ya ne yapacağıdım? aldığım kararları uygulamak da bir türlü nasib olmadı çünkü bir anlık denyolukla söylenen sözlerdi çoğusu ve bunların hiçbiri uygulanmazdı. yeri geldi "bi daha Beşiktaş maçı izlemeyeceğim amına koyim" dedim, "abi bu dönem ders çalışacam bak okulum bitmeyecek" dedim, kimi zaman oldu anneme çemkirip "ya tamam bırak yapma yemek yemiycem yapsan da" dedim aç kaldım hıyar gibi.

Ben kendi söylediklerime yine normal gözle bakabiliyorum, düşünün bir de "ilk sene çok çalışıcam bölüm değiştircem" veya "abi aslında ticarete atılmak gerek okumak da para yok" diyen insanlardan da olabilirdim, çoğşükür o kadar beynimi yiyecek durumlara gelmedim. Bazen fox tv ve fılaş tv(ooooo şık şık şık) izlerken o durumlara geliyorum ama onu da normal karşılamak gerek. Yalçın Abi'yi izleyip de ne yapacağıdım atomu çekirdeklerine ayıracak halim yok heral tabiki "abi adam bu işin ustası" diyeceğidim ve olaylara farklı gözlerle bakacağıdım. yine fox tv nin hıyar spikerlerinin komikliklerine maruz kalmışken ciddileşip "hayır ben bu adama katılmıyorum" demeyecektim. aksine çiğköfte yiyip halay çeken adamları gördükçe ekere kekere diye gülüp coşum coşum olacağıdım.

Bu yazıyı yazmamın sebebi olaya değineceğim şimdi. Yarım saat önce otobüse binmiş evime gelirken yanımda oturan adamın gaztesine yanlıyor spor sayfasını açsa da 2 haberlensek negzel olurdu diyordum. Gazte tabiki de Posta gaztesiydi. Spor sayfasını okurken yanımdaki adamla samimi olmuş, futbol muhabbeti yapmaaya koyulmuştuk. "Ne dersin Eboue başarılı olur mu galatasrayda" dedi bana. "neden olmasın abi adam yıllarca arsenalde oynamış yeaa" dedim tam bir düz adam olarak. hangi takımlı olduğumu sorduğundan ve tabiki Beşiktaş cevabını aldığından mütevellit "sizin de teknik adam belli değil yöneticiler içerde tırı vırı" gibi şeyler söyledi. çok net anlaşılacağı gibi muhabbetin bi sike vardığı yoktu.

Arka sayfayı çevirince yalanası bir bayana bakıp kadın için "böyle sevgilim olsun 1 trilyon borcum olsun" dedi. O an uzun uzun düşündüm. 1 trilyon çok paraydı. kendime dedim ki ben o kadar parayı Scarlett johansson için bile verecek bir insan değilim. Giderim doğalgazlı bahçeli bir ev alırım, beyaz eşyamdan lcd ekran televizyonuma ligtvimden her gün ayaklarımı uzatıp futbol izleyeceğim koltuğuma kadar her şeyi alırım bir güzel evimi döşerdim. Napayım kombisi olmayan evde Scarlett Johanssonu ne yapayım ntvspor izlenebilen bir evim bile olmadığı halde yılansı bayan scarlett johanssonu. scarlett bugün dayımgilde kalalım yarın amcamlarda ertesi gün ablamlara gideriz diyerek gün mü geçer amına koyim. onun için önce doğalgazlı ev şart gerisi gelir. adama da dönüp "abi 1 trilyon da çok para be şimdi" dedim. haklıydım 1 trilyon çok paraydı, karı kız için o kadar yük altına girilmezdi.



ben yine haklı olduğumun sevincini yaşarken adam da tabi o da senin fikrin saygı duyarım dedi. Muhabbetin bi sike yaramayacağını tekrar anladığım için düğmeye bastım ve indim. 1 trilyon büyük para hem de çok büyük para. Nefis scarlett için bile hem de.

No comments: