Saturday, July 02, 2011

İnsanlık namına hiçbir şey

İlk defa başlık atıp bir yazı yazayım dedim ama tam da emin değilim daha önce de yapmış olabilirim, sonuçta 73 tane yazı yazmışım, karikatür paylaşmışım, yeri geldi düşündürmüşüm yeri geldi düşündürmemişim yani ne yaptığımı tam bilmesem de böyle iddialı bir girişle başlayayım dedim. Kabul ediyorum çok sikko bir giriş oldu.

Canberk ile yaptığımız kıran kırana bir play station mücadelesi sonrası yine evime yol alacaktım. Ama aklımı bazı şeyler kurcalıyordu. Uzun yıllardır (saymadım ama yaklaşık 12 yıl falandır) play station oynayan bir kişiyim. Koriyo piçleri, Ro-be-ri-to Karlos ları, Mihayiloviççileri iyi bilirim. Keza play station 1 de Roberto Carlos'u forvette oynatmış biriyim. Diyeceğim Sony ile epey bir hukukumuz var. Nerden baksam 12 yılda play stationa 4bin tl harcamışımdır. Şimdi hesaplamadım ama aklımdan 4bin geçiyorsa öyledir. ne eksik ne de fazla. bazen diyorum ki "kantıra halflayfa play stationa harcadığım parayı kumbaraya atsam kendime bi şahin alabilirdim" ama kumbaram olmadığını düşününce bırakıyorum böyle düşüncelere fikirlere dalmayı.

Canberk'in "2012 çıkana kadar bi daha pes oynamıycam amına koyim" serzenişlerine kafayı takmıştım. Sürekli yaptığımız bir aktiviteyi 5 ay rafa kaldırmak içimi burmadı değil. Canberk haklıydı, oyunda ağır sikkoluklara rastlamakta, kah gülüp kah ana bacı küfürler etmekteydik. Saçma goller ve hareketler sonrası oyuna biraz ara verme kararı aldığımıza üzüldüm ama çok üzülmedim. Sonuçta mühendis adamlarız üzülecek daha büyük meselelerimiz var.

Vurdumduymaz ve hırçın bir şekilde minibüs durağına yürürken, ansızın ayağımın altına yapışan sakızdan ötürü kafamı geriye çevirdim. Ayağımı kaldırıp yapışan sakızın büyüklüğünü farkedince dudaklarımdan "hay amına koyim ya" kelimeleri döküldü. şimdi böyle kılas cümleler kurduğumu görünce lisede edebiyatıma 72'den 3 veren edebiyat hocasını bir kez daha saygıyla anıyorum huzurlarınızda. Ettiğim küfürü duyan yaşlı teyzeler bir yandan beni ayıplarken bir yandan da "belim ağriyye" "vay anam vay vay vay" diye hayıflanıyorlardı.

Minibüse bindiğim anda şoför bana "gel kardeş buraya otur sen" dedi. Evet daha önce onlarca kez başıma gelen bir durumdu minibüste para konulan yere oturmak. Minibüsçülerin gözünde bile ağır işe yaramaz biriyim. Çoğunun hakkımda "kesin küçükken halıya sıçmıştır bu piç" dediklerine adım gibi eminim.(değilim)

Müsait bir yerde inebilir miyim sözüyle adının Pelin olduğunu düşündüğüm bir dişi minibüsten inerken farklı bir dişi de minibüse binmeye çalışıyordu. tam binerken göz göze geldik ve ani bir manevrayla boş yeri kaptım. o an adeta 100 metreyi 9.6 saniyede koşan bir atlet, antilopun zebranın ardından çılgınca koşan bir çita gibiydim.

Sinsice sırıtıp bayana adeta "KOYDUM MU" der gibiydim. Dişi bayan bana bakıp gözleriyle "insanlık ölmüş, gerçekten ölmüş" demek isterken bense ona gözlerimle "biraz da sen motorun üstüne otur yarraaam nolcak" diye karşılık veriyordum. o an dedimm ki içimdeki insan ölmüş, insanlık adına hiçbir şey ifade etmiyorum. hem Lady gaga, Pitbull gibi hayvan barınağından alınmışcasına İT isimleri olan insanlar paraya para demezken benden de insanlık namına hiçbir şey beklenmesin. zaten ben de kendimden insanlık adına bi sik beklemiyorum. Sanırım en iyisi mutfağa gidip şeftali yemek. evet evet şeftali yemek.

No comments: