Tuesday, May 24, 2011

çılgınlıklar enteresanlıklar

Ulan diyorum nasıl bir insan bu kadar müthiş eğleniyorken bir o kadar da sikko bir ruh hali içinde bulunur. Sonra gidiyorum probis falan yiyorum, su içiyorum, kafamla tavana deymeye çalışıyorum geçsin diye. Geçmiyor lan.

Bugün bir farklılık olsun diye denişik şeyler yapalım dedik. Çünkü çok çılgınız. Değiliz lan çılgın zaten okulumun festivalinde Duman dinlemek ne denli çılgın olabilir. Gerçi konserde birbirinden dehşet figürler sergileyen, aldığı yüksek alkolden dolayı(kutu efesin yarısı) kendinden geçen, şarkıları bilmemesine rağmen elinle metalci işareti yapıp(evet duman çok pek metal) kafasını hızla sallayan çılgınlar bolca mevcudtu. Çılgın Sedat abimizden hiçbir farkları yoktu.



Evet konserimiz pek çılgıncaydı. Hapçı solistle birlikte adeta seyirciler de birer haplıya, birer çılgına, birer tuhafa dönüşmüştü. Burada biraz düşünüp acaba ben de Çarizarta dönüşür müyüm diye bekledim ama bi sik olmadı maalesef. Yalancı baharın yalan çiçeğiymişsin Çarizart, kırık kalpler durağıymışsın Çarizart, ah Çarizart, vah Çarizart. ipne Çarizart.

Konsere gitmemin tek sebebi vardı zaten. Kızlardı tabiki sebepler. Çok fazla "aramasın gözler o şimdi asker 87/4 Kral Tertib" tadında oldu ama öyle şimdi. Aksine ne kadar yaramaz, hıyar adam var onları gördüm yine. Ya ne olacağıdı, Ruz turiztler mi göreceğidim? Tabisi mühendis adamlar çıkacaktı karşıma.

Konsere beraber teşrif ettiğim mütüş kalender insan Ercan ile yine birbirinden saçma şeylere ayı gibi gülüyorduk. Aynı zamanda bayanların yoğun ilgisinden şikayetçiydik. Çünkü ilgiden öte sapkınlıktı bayanların bize yaptıkları. Tacizlere maruz kaldık, sportif vücudlarımız ellendi. Neyse dediğim gibi nasıl böyle içli hisliyken aynı zamanda ayı gibi mutlu oluyorum bilmiyorum lan. Artık ileri boyutlarda hissettiğimiz tacizlerden dolayı Ercan'ın söylediği "sikmeseler bari" sözüne hayvanlar gibi gülmem bunu kanıtlıyordu. Nerden baksan 2 3 aydır bir şeye bu kadar ayı gibi gülmüyordum. Resmen random güldüm.

Konser bitiminde yine bazı şeyler bekledim. ama hüsranla sonuçlandı dediğim gibi bu gözler sadece nerede kürek adam varsa onu görüyor. siz de hikayeymişsiniz ibnetor gözler. Şaşırmadım zaten ben de. Sonra da memleketimiz Zeytinburnu'na adım attık. Otobüs minibüs olmadığından metrodan ayı gibi eve yürüdük. Çılgın bir maceranın da sonuna geldik. Yazıyı da bu aralar çok fazla kullandığım net bir sözle bitiriyorum. "Seni sevdiğim kadar parayı sevseydim milyarder, Allahı sevseydim peygamber olmuştum"

No comments: