Tuesday, February 15, 2011

Öğrenci bileti var mı abi?

Bir süredir tesbit yazısı yazmıyorum. Anket olsun, başıma gelen olaylar olsun(siz benden daha çılgınsınız tamam), şiğirler olsun böyle şeylerle karşınıza çıktım. Hazır okul başlayacakken bu şekilde bir tesbit yazısı yazayım dedim. Okul başlayacak yoğun olacağım, sizlerden uzak kalacağım gibi sözler duymazsınız benden, üzülmeyin boşuna. Yazmaya devam edeceğim yani.

Bir yandan fiskobirlik fındık ezmemden yerken -güç versin diye- bir yandan da uzun süredir kafamı kurcalayan bir piroplemden bahsedeceğim. Devamlı bir şeylerde hata buluyorsun, sorun sende olmasın diye soracak olursanız, baştan söyleyeyim ki yanılıyorsunuz. Çünkü bu durum benim dışımda bir çok ahbabımın da muzdarib olduğu bir durum.

Bir çoğumuz öğrenci veya herhangi bir okuldan mezun olmuş insanlarız. İlkokul mezunu veya orta2'den terk varsa aranızda, lütfen terketsin blogumu. Bu okuma şekillerinde hepimiz türlü garipliklere, türlü saçmalıklara rastlamışızdır. Benim bahsedeceğim konu ise üniversite okumak için İstanbul'a Anadolu'dan(KÖY) gelen kızcağızlarımız. Evet bu yazıyı okuyan kızlar değil tabiki, onları tenzih ediyorum ama malesef kızlarımızın birçoğu gösteriş meraklısı insanlar. Ve de bunları yaparken kendilerini ne duruma düşürdüklerinin ne yazık ki farkında değiller.

Fakat ben bunu sadece Anadolu'dan gelen kızlarla sınırlandırmıyorum. Konum onlar olduğu için onlar hakkında yazıyorum ama burada yaşayıp da bu şekilde davranan kız sayısı da epey fazla. Hatta birleşseler imparatorluk kuracak sayıdalar. Asıl konuma döneyim. Okumaya İstanbul'a gelen kızların birçoğunun aşamalı olarak yaptığı saçma hareketler var. Ben bunları gözlemlediğim kadarıyla(tam bir gözlem insanıyım, aynı Galileo gibi) yazacağım şimdi.

Bu arada konuya girmeden önce bir şey diyeceğim. Lütfen çılgın olmayı planlayan fakat hala yurtta kalan kızlar varsa, lütfen kendilerini yok etsinler.(yaksınlar)

- Öncelikli olarak fazla insan tanımayan bu kızlarımız kendi bölümlerinin tanışma çayı, döneme merhaba partisi gibi birbirinden sikko isimli etkinliklerde boy gösterirler. Bu etkinliklerin tek amacı vardır. O da yeni tanıyan insanların birbiriyle daha çabuk sevişmesi için direk olaya girmelerini sağlamaktır.

- Birkaç insan tanıdıktan ve bir müddet geçtikten sonra bu kadar insanla yetinmez tabiki kızlarımız. Yine birbirinden gereksiz, birbirinden saçma ve anlamsız(işletme kulübü, edebiyat, kariyer pılanlama kulübü vs.) okul kulüblerine dahil olurlar. Buraya girmelerinin de tek amacı çevre yapmak. Çünkü bu olayların gerçek bir saçmalık olduğu apaçık ortada.

- Bir süre daha geçince artık daha fazla açılmalar başlar. Açılmalar dediğim, kendini daha da aralaştırmalar. Yavaş yavaş gece dışarı çıkmaya başlarlar ki manyak çılgın oldukları insanlar tarafından da görülsün diye.

- Sıra gelir, dünyanın en anlamsız yerlerinde takılmaya başlamaya. Malesef Küçük Beyoğlu, Kafe Pi, Ekvator Cafe gibi yerler. Metalciyse(ki genelde Him, Anatema, Metalika falan dinlerler) Dorock. Şimdi diyeceksiniz sen nereden vardın bu kanıya. BEN VARIRIM. Bir şey bilmediğim konu hakkında konuşmam ben. Bir de bu yerleri övmezler mi, kürek sapıyla dayak yeseler zerre skimde olmaz bunlar.

- Facebook'larında ben sürekli geziyorum edalarında oldukları için türlü türlü albümler, vodka, şarap vs. şişeleriyle fotoğraflar, alterno yerlerde kendini çılgın hallere bürümek adına şekilden şekile soktukları saçma fotoğraflar... Mutlaka Yılbaşı eğlencelerinden çok şekilli kareler. Bazen bu insanlara iyi bile davrandığımı düşünüyorum.

- Yıl sonuna doğru Üniversitelerin Bahar Şenlikleri'nde ise bu hastalık artık son aşamasına gelmiştir. Artık hasta tedavilere hiçbir türlü yanıt verememektedir. Çünkü kendini Teoman konserinden, Emre Aydın konserine, Gripin konserinden, türlü türlü tırıvırılara atmaktadır. Bu zamandan sonra yapacak bir şey kalmamıştır, hastanın kalbi, hatta beyni de durma noktasına gelmiştir malesef.

Üniversiteye İstanbul'a gelen birçok kızın bir yıllık serüveni böyle oluyor. Bunun dışında Okan Bayülgen'in ve Beyaz'ın programına katılmaları(Okan Bayülgen'e Okan derler), Adalar'a gitmeleri ve sürekli erkeklerle takılıp batak oynamaları da çok yüksek bir olasılıktır. Ertesi sene kendine çeki düzen vermezse, daha profesyonel bir şekilde bu ara hayatına devam ederler. Düzelirlerse ne mutlu kendilerine. Ben de bu duruma sevinirim gayet. Kader ağlarını örmekten vazgeçmiştir çünkü. Ben de insanlara daha az 'köylü' 'cahil' derim bu sayede. Hem siz kurtulursunuz, hem ben kurtulurum.

Son olarak diyeceğim o ki, birçoğu ne yazık ki böyle kızların. Hani ben onları seviyorum yine de ama haklarındaki fikrim sabit. Bana böyle olmadığınızı kanıtlamak isterseniz de her zaman size hak vermeyi gerçekten isteyerek sizi dinlerim. Hodri meydan.

1 comment:

Ali Rıza Kürek said...

doğru diyorsun ama, hemen de veriyorlar. ALMASINI BİLENE tabi.